14 Temmuz 2011 Perşembe

Kürşat Başar -Başucumda Müzik

 Kitap okumak,film izlmek,insanoğlunun sanat eserlerinin karşısında vakit öldürmek kısacası tanımadığım insanların hayatların bir parcası olmak,sayfalarına,karelere,sanatevlerine misafir olmak ben buyum sanırım.Arşivimden , 29.11.09 yılında okıdugum  kitapta beni kendine çeken cümleri paylamak istedim,özet gbi anlatmaya kalkarsam sizinle paylaşmanın ne anlamı kalırki,öyle dokunaklı cümleler var ki katapta sanki yasanmışta yaşanmamış,hissedilmişte hissedilmemiş,garip bir aşk tadı var hem gerçek hem hayal...Şimdi yazarımızın kapısını çalıpta soramam ki ...;)


  Yazar 63 yılında İstanbul'da doğdu.Felsefe  eğitimi gördü.1981 yılında Hürriyet Gösteri Dergisinde gazeteciliğe başladı.Güneş,Yeni Yüzyıl,Star ve Akşam gazetelerinde  köşe yazarlığı yaptı.Radyocu olarak TRT3'te '' Caz ve Duygusu'',Power FM'de ''Günün Yorumu''programlarını yıllarca sürdürdü.TRT1'de yayınlanan'' Aksama Doğru'' programı ile başlayan tv yolculuğu ''Günlerle Gelen''(TRT),''Tempo'' (Kanal 6),''Herşey yolunda (Star),''Başka Yerde Yok''(Cine5),Akıl Oyunu (Kanaltürk) ile sürdürdü.2005 yılında başladığı ''Kürsat Başar'la'' adlı proğramı Kanaltürk ekranlarında uzun süre devam etti ama bugun hala yayındamı bilmiyorum,tv'den uzak bir yaşamım olduğu için.Yazarın;


 - 1989 Kış ikindişinin evinde
 -1990 Konuştuğumuz gibi uzaklara (roman)
 -1992 Sen olsaydın yapmazdın biliyorum(roman)
 -1996Aşkı bulmanın ve korumanın yollar(roman)
 -2000İğreti yaşamlar(yazı-deneme)
 -2006 Çok güldük,aglamayalım(yazı-deneme)  adlı eserleri bulunmaktadır.Bahsedicegim kitap ''Annem'e'' die    başlangıç yapılmıştır.En anlamlı eser olmalı kendi için,en az benim içinde öyle ki  sevdigim kitapların arasına iliştirivermişim.


    * Anılar bir an için bizi gülümsetse bile hemen sonra elimizi uzatıp tutmaya çalıştığımızda silinip giderler ve ne yaparsak yapalım ancak acı verirler.
    *Artık uzayda yolculuk mümkün ama zamana yolculuk ancak belleğin bilinmez kentlerinde ,kendi içimizde yapılabiliyor...
   *sanki dünyada bizim gbi büyümüş ve sihrini kaybetmiş.
   *sonsuz evrenin içinde bir toz tanesi.
   *Herkes aynı oyunu her keresınde yeniden ögrenmek,aynı hataları yapmak,kendini korumak zorunda .Kimse bu oyunu gerçekten bildiğini söyleyemiyor,bir başkasına nasıl oynayacağını anlatamıyor.
    Bir kenarda oturup yanlızca seyretme şansınızda yok,seyirci bile olsanız oyunun içerisindesiniz,bir biçimde onun parçası olmaktan başka seçeneğiniz yok.
   *Bir konuda fazla düsünürseniz hiçbirsey yapamazsınız.
   *Herkesin arkasından konuşacagıma yüzüne kanuşştugum için mi?Kabuş etmeliyim belki ne zaman ne yapacağım belli olmadığı için...
     ama anlamadıkları şuydu:Bazı insanlar hayatlarını kendi istedikleri gbi kurarlar .Geri kalanlarsa onların yaptıkalrını birbirine anlatıp dururlar.
    Ben başkalarının hayatlarını anlatarak ömrümü geçirmek istemedim.
     Varsın başkaları benim hayatımı anlatsın.
    Onlar hep içlerinden geçeni ,aslında söylmek istediklerini söylemeyip başkalarının duymak istediği cümleleri kurmaya çalışan insanlardı.
  *BURDA BENİM YORUMUM WAR:)  aşkta,ayrılıkta,yarını yaşamakta bir ihtimal,aşk içimizdeki çocugun yaramazlığı.
 *Ve eger kadınların kalbine giden bir yol varsa,inanın bana,sözcüklerden geçer.Hatta o yol sözcüklerle döşelidir.Başka hiçbirsey doğru bir sözdizimi kadar bir kadının başını döndüremez.
 *BU CÜMLE BENİM HAYATIMA ÖYLE YERLEŞTİKİ HEMEN HER YERDE KULLANIR OLDUM:) ***** Dünya baktığımız gözlerden daha küçük*****
 *'' herseyden kaçmak istiyorum,'' diyordu,''herseyden...Ne yaptım,nasıl yaptım bilmiyorum ve kendime hiç istemediğim bir hayat kurdum.Şimdi onun içinde,kendi hayatımın içinde bir esir gbiyim.''''Ne yazık ki insan kendi hapishanesinin anahtarını bulamıyor,hatta çoğu zaman asıl mahpuzun kendisi olduğunu bile anlamıyor,''
 *binlerce yıldır hep aynı soruları soruyoruz  ve ne gariptir ki sorular gibi,bulunabilen cevaplar da değişmemiş.
 *146'da bir mektup var ki 2 defa okudum,hasretiz ya biz böle içten cümlelere ,hasretiz...yazmıyorum ,o sayfaları katledip sadece ona kilitlenmek olmaz:)
 *insan kendisi için yılların geçtigini  kolay kolay anlamıyor.Yaşlanmanın,ölümün başkaları için olduğunu sanıyor.
 *Meger hayatı geriye doğru yenıden yaşamak sandığımdan zormuş.Kendimi güçlü sanırdım ama şimdi o anlara geri döndükçe,kayıp gitmiş bir zamanı yeniden canlandırınca ,belki de  yaşadığı an  bile farketmediğim ayrıntılar beliriyor,silinip gittigini sandığım duygular yagıyor.
 Zaten onun için bunca yıldır geçmişten kaçmadım mı?
 Ne olursa olsun hayatını durdurma! Durup hayata bakmaya başladığın zaman yaşamak zordur.
 *Gerçekte ,bizim hiç görmediğimiz,yanlızca anlatmaya çalıştığımız belleğin o karmakarışık dezenini,içimizde bir yerde gizemli bir biçimde saklanan bütün geçmişimizi hangi makine resimleyebilir ki?
 *Gizli birsey yapmanın en teylikeli an'ı,uzun bir süre dikkatle uyguladığımız karalları unutmaya,bunun aslında hayatımızın doğal bir parçası sanmaya başladığımız andır.
 *derler ki cesur insanlar dürüst olur.
   öyle miydi gerçekten?
   bana kalsa dürüst olmak çok daha kolaydı.Asıl cesaret isteyen böyle gizli yaşamaktı.İki hayatı olmak,hayatını ikiye bölmek,parçalanmış bir ruhla,yırtılmş bir kalple,gelgitler içinde kalmaktı...
* hep derler ki,hayat insanın elinde olan birseydir,insan kendi kaderini çizebilir.Sakın inanmayın.Hayat bizim asla bilemeyecegimiz rastllantılarla çizilmiş bir kaderin elindedir.





      Eğer,hayatımızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yanlızca iki şeyden birini seçmek isterdim.Biri,o çocukluğun bahçesindeki ağacın altına asılı salıncakta sallanırken...
     Öteki,bütün hayatım boyunca en çok sevdığim adamla öpüştüğüm ilk gün...Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
      Ama aslında bu kadar  basitti işte: birini öptügünde salıncakta sallanır gbi hissediyorsun aşıksan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder